2 Ocak 2014 Perşembe

Takiyüddin ve İstanbul Rasathanesi


Takiyüddin gibi insanlar bir sürecin ürünüdürler, ilham verirler, "tarih neden okuyoruz" sorusunun cevabıdırlar... Sanatçıların heykellerinde, resimlerinde, romanlarında, şiirlerinde yer bulurlar, üniversitelerde projelere onların adı verilir, adım atarlar, domino taşı etkisi yaratırlar... Değişen ve gelişen Türkiye'ye, Takiyüddin'i hatırlayan birileri olduğunu ve onun hayalini sahiplenecek çiftçiler olduğunu hatırlatmak için bu yazı yazıyı yazdım... (hke)

Takiyüddin Kimdir?

Yavuz Unat hocamızdan aldığım bilgiye göre Takiyüddin; Taki al-Dîn olarak yazılır. Taki Allah'tan korkan anlamına gelir. Şemseddin, Dinin Güneşi anlamına geldiği gibi de, "Dinin Allah'tan Korkanı" anlamına mı gelir bilemiyorum!

Takîyüddîn el-Râsıd, uzun adıyla Takîyüddîn Mehmed İbn Marûf el-Hanefî el-Dımışkî 1526 yılında Şam'da dünyaya gelmiştir, Mısır ve Şam'da yetişmiş, döneminin tanınmış hocalarından fıkıh, hadis ve tefsir dersleri aldıktan sonra ders vermek üzere yine Mısır'a atandı. Bundan sonra Takiyüddin iki kez İstanbul'a gitti ve yine Mısır'a döndü. İstanbul'a ilk gidişinde Ali Kuşçu'nun torunu Kutbeddinzade Muhammed Efendi gibi bilge kişilerle dostluk kurdu ve bilgisini artırdı. Müderris olarak geri döndüğü Mısır'dan ikinci kez İstanbul'a geldi. Edirnekapı'daki Medreseye atanmasına karşın kabul etmeyerek tekrar Mısır'a döndü. Mısır'da kadılık yapmakta olan Abdülkerim Efendi, eski gökbilimcilerden kalma risaleleri verdiği Takiyüddin'e gerekli gözlem aletlerini ve aletlerin yapımlarına ilişkin bilgileri de vererek matematik ve gökbilimle ilgilenmesini sağladı. Gökbilim konusundaki deneyimini ve yetkinliğini artıran Takiyüddin 1570 yılında üçüncü kez İstanbul'a geldi.(1)

Takiyüddin'in Rasathanesi - İstanbul'un İlk Gözlemevinin Kuruluşu?

Arsalar alıp binalar yapabilirsiniz, ancak en başta bahsettiğimiz gibi bilim üretmek, sürdürülebilir kurumsal bilgi üretmek bir süreç işidir. Mekanlara ruh katan insanın ta kendisidir. Bir Takiyüddin'ininiz yoksa rasathane falan kuramazsınız... Heyecanlı bireyler, kendilerini ve çevrelerini motive ederler, sınırsız enerji üretirler. Onlara bu enerjiyi veren elbetteki Öğretmenlerdir! Takiyyüddin bir meyvedir, ve tohumu eken Ali Kuşçu gibi alimleri İstanbul'a getiren Bilime Sanata değer veren Fatih Sultan Mehmet'in ta kendisidir. (hke)

Takîyüddîn 1570 yılında, İstanbul’a gelir gelmez bir gözlemevi kurma arzusunu gerçekleştirmek üzere dönemin önemli bilginleriyle temasa geçti ve gözlemevinin inşası için gerekli propagandalara başladı. Vezir Sokullu Mehmet Paşa ve Hoca Saadettin, Takîyüddîn’in gözlemevi kurma isteği ile ilgilendiler ve onu desteklediler. Bunun üzerine Takîyüddîn, kullanılan Uluğ Bey Zîc’inin gününü doldurduğunu, günün ihtiyaçlarına uygun olmadığını ve bu yüzden de yeni gözlemler ışığı altında yeni tablolar oluşturulmasının gerekliliğini açıklayan bir rapor hazırladı. Bu raporla birlikte padişahın huzuruna çıkan Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa, III. Murat’ı Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi kurulması konusunda ikna ettiler ve konu Divân’a götürülerek onaylandı. Ayrıca III. Murad’ın astrolojiye olan merakı ve geleceği öğrenme isteği de gözlemevinin kurulusunda önemli bir rol oynadı.

Takîyüddîn, padişahın adıyla anılacak bir zîc hazırlamakla görevlendirildi (1575). Gözlemevinin kuruluş tarihi hakkında uyuşmazlıklar varsa da gözlemevinin inşasına Tophane sırtlarında 1575’de başlandığı ve 1577’de inşasının tamamlanarak gözlemlere başlandığı genel olarak kabul edilmektedir. (7)

Takiyyüdin'in Rasathanesi Tam Olarak Neredeydi?

Resim 1 - 16 Kişiydiler, bir milletin hayal dünyasını tasarlıyorlar, hayal kuruyor hayal ekiyorlardı


Gözlemevinin Yapısı

Gözlemevinin büyüklüğü konusunda tam bir bilgimiz yoktur. Ancak İstanbul Gözlemevi, astronomlar ve idari personel için çalışma odaları ve kalacağı yerler içeren özenle yapılmış bir bina idi. Ayrıca bir de kütüphanesi bulunmaktaydı. Kaynaklara göre binanın yanında “Küçük Gözlemevi” olarak adlandırılan bir bina daha bulunmaktadır. Muhtemelen bu bina, taşınabilen gözlem araçlarının toplandığı bir yerdi. Resim 1’de bu küçük yapı ve içinde çalışanları görülmektedir. Resmin sağ tarafında, içerisinde kitaplar bulunan raflı bir kitaplık yer almaktadır. Bunun önünde, üzerinde çesitli astronomik aletlerin bulunduğu uzun bir masa vardır. Resimde on altı kişi görülmektedir. Sol tarafta bir kişi, üzerinde bir kumpasın bulunduğu bir masa yanında, kağıt üzerine bir şeyler çizmektedir. Diğerleri ise, çeşitli aletlerle astronomik çalışmalar yapmaktadırlar. Resimde görülen astronomik araçlar arasında kuadrant ve usturlap bulunmaktadır. (7)


Takiyüddin'in Rasathanesi, İstanbul'un İlk Gözlemevi Nasıl Yıkıldı?

Gözlemevinin ömrü kısa sürmüş ve Ocak 1580’de yıktırılmıştır. 1577 senesinin Kasım ayında, İstanbul semalarında ünlü 1577 kuyruklu yıldızı gözlemlenmişti. Takîyüddîn kuyruklu yıldız gözlemi vesilesiyle Sultan Murad’a ait kehanetlerde bulunmuş ve bu olayı iyi haberler müjdeleyicisi olarak yorumlayarak İranlılara karşı Türk kuvvetlerinin başarılı olacağını söylemişti. Ancak bu gözlemin ardından İstanbul’da 1578'de bir veba salgını baş göstermiş, gözlemevine karşı olumsuz bir tavır oluşmaya başlamış ve saraydakiler bu fırsattan yararlanarak, bir gözlemevinin kurulduğu her yerde felâketlerin birbirini kovaladığını, Uluğ Bey'in ölümünü de örnek göstererek kanıtlamaya çalışmışlardır. Devrin Seyhülislâmı Ahmed Şemseddin Efendi, Padişah’a bir rapor sunmuş ve bu raporunda gözlem yapmanın uğursuz, feleklerin esrar perdesini küstahça öğrenmeye cüret edenin akıbetinin meçhul olduğunu, ve eğer bir memlekette zîc hazırlanacak olursa o memleket mamur iken harap ve devletin binalarının zelzele ile yıkılacağını bildirmiştir. Bunun üzerine Kaptan-ı Deryâ Kılıç Ali
Paşa’ya bir Hatt-ı Hümayun gönderilmiş ve Kılıç Ali Paşa gözlemevini yıkmıştır. Muhtemelen Takîyüddîn Hoca Saadettin Efendi sayesinde hayatını kurtarmıştır. (7)

Eğer konunun özüne inemezseniz, sığ siyasi tartışmalara sürüklerseniz, tarihin önemli bir olayını lehinize çeviremez, kutuplaşmanın bir sembolü haline getirirsiniz. Araştırınca gördüm ki Osmanlı'yı eleştirmek isteyenler ve savunanlar olarak kutuplaşmış durumdayız, halbuki vaka çok daha önemli çıktılar bize getiriyor. (hke)

Halil İnalcık hocamızın bahsettiğine göre bir grup yeniçeri tarafından yıkılmıştır, Ancak Yavuz Unat hoca ile twitter üzerinden yaptığım konuşmalarda kaynaklarda Kılıç Ali Paşa'nın top atışlarıyla yıkıldığı da geçiyormuş.

III. Murat, rasathanesini astronomik gayelerden daha çok astrolojik amaçlarla yaptırmışa benziyor. Sultanın gözdeleri bunu onaylıyordu ama rakipleri olan ve aralarında şeyhülislamın da bulunduğu bir grup ulemâ, astronomi ve astrolojiyle ilgilenmeyi büyücülük ve falcılık gibi dinsizlik ve uğursuzluk olarak görüyordu. Şeyhülislâm, sultana veba salgınının Tanrı'nın gizlerine nüfuz etmek için yapılan bu cüretkâr çabaların sonucu olduğu anlamında bir arıza verdi. Rasathane 1580’de bir grup yeniçeri tarafından yerle bir edildi. (5)


Takiyyüddin'in İlham Verdiği Yapıtlar






Takiyüddin'in Eserleri

Takiyüddin'in günümüze ulaşan elyazmaları incelendiğinde, içerdikleri bilgilerin o dönem gökbilimi hakkında sağladığı veriler yanında farklı bir önemi olduğu da görülür.

Takiyüddin el yazmalarında belirli bir biçim kullanmamıştır. Eserlerin hemen hepsi birbirlerinden farklı boyutlardadır. Kitaplarda kullanılan süsler de birbirlerinden farklıdırlar. Ancak yazmalara önemli yerleri, başlıkları, tablo ve şekilleri belirginleştirmek için farklı renklerden yararlanıldığı gözlenir. Başlangıç sayfalarında yazmaların Takiyüddin'e ait olduğunu kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanıtlayan açıklamalar, kayıtlar ve imza yer alır. Günümüz araştırmacılarını en çok sevindiren de Takiyüddin'in eserlerinin orijinallerinin bir kısmının bugüne ulaşmış olmasıdır.

O dönemlerde bilim adamlarının yazdıkları eserlerin kopyaları elle çıkarılmaktaydı. Birçok elyazmasının ancak kopyaları günümüze ulaşabilmiştir. Orijinal örneklerin kopyalama sırasında meydana gelebilecek hataları içermediği düşünülürse araştırmacılar için ne denli önemli oldukları anlaşılabilir.

Takiyüddin'e ait el yazmalarının bir bölümü Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde bulunmaktadır. Enstitü'nün UNESCO'yla (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Organizasyonu) birlikte yürüttüğü "Memory of the World" projesi çerçevesinde, Takiyüddin'e ait el yazmalarının da içinde bulunduğu 821 Türkçe, 414 Arapça ve 102 Farsça, toplam 1337 eser mikrofilmleri çekilerek CD- Rom üzerinde kataloglanmaktadır. Takiyüddin'in diğer eserleri başka kütüphanelerin raflarındadır. (9)

Türkçe Bilim ve Bilgi Üretmek

Ülkemizde pek çok farklı görüşten insan

Takiyyüddîn Râsıd yaptığı rasatları çeşitli eserlerde toplamıştır. Bunlardan bâzıları şunlardır:

1) Et-Turuk-us-Seniyye: İlk eseri olup, mekânik ve su mühendisliğiyle ilgilidir.

2) El-Âlât-ür-Rasadiyye li Ziyc-i Şehinşâhiyye (Saltanat Yıldız Çizelgelerinin Hazırlanmasında Kullanılan Gözlem Araçları): İstanbul rasathânesinde bulunan âletleri tanıtan bir eserdir. Sultan Üçüncü Murâd Han adına yazılmıştır. Eserde, dokuz rasad âleti târif edilmiştir. Bu âletlerden bir kısmını ilk olarak kendisi yapmış ve kullanmıştır.

3) Cedâvil-ür-Resadiyye: Astronomik gözlemler sonucunda yazılan cetvellerden meydana gelmiştir. Eser tamamlanamamıştır.

4) Sidret-ül-Müntehal Efkar fî Melekût-il-Felek-id-Devvâr: Özel rasatlarını topladığı bir eseridir. Eser, astronomi sâhasında yazılan kitapların en önemlileri arasında yer alır. Takiyyüddîn Râsıd bu eserinde, trigonometriye dâir orijinal çalışmalar ortaya koymuştur. Özellikle kirişler üzerindeki çalışmalarında, kiriş 1° veya 2°nin hesâbını üç yolla yapmayı ve bunu üçüncü derece denklemi kurmakla başarmıştır. Aynı eserin sinüsler üzerine de eğilmiş ve Copernikus (Kopernik)tan farklı olarak, sinüs, cosinüs, sekand ve kosekandın târiflerini vermiş, sin (A-B), sin (A+B), sin A/2’nin formüllerini çıkarmış ve sin 1°’nin hesâbını yapmıştır.

5) Risâletü Rub’-ul-Ceyb: Rubutahtası denilen, zaman tâyini, namaz vakitlerinin, hicrî ayların ve kıblenin tâyini ve hesaplanmalarıyla ilgili âletin târifi ve kullanılışıyla ilgilidir. Manzum olarak hazırlanmıştır.

6) Tercümân-ül-Etıbbâ ve Lisân-ül-Elibbâ: Farmakolojik bir lügat olup, Takiyyüddîn Râsıd’ın tıpla da ilgilendiğinin ve bu alanda çalışmalar yaptığının delîlidir. İlâçlar hakkında bilgi veren bu eser altmış sayfadan meydana gelmiştir.

7) Gunyet-üt-Tullâb minel-Hisâb,

8) El-Müzvelet-iş-Şimâliyye li-Fadli Dâiri ufkî Kostantiniyye: Güneş saatleri, Rubutahtasıyla ilgilidir.

9) Gurûbu Şems Sebebühû ve Teahhuru: Astronomiyle ilgili.

10) Ziyc-i Cedîd-i Sa’deddîn.

11) Düstûr-ut-Tercîh li Kavâid-it-Testiğ.

12) Reyhânet-ür-Rûh fir-Rusm-is-Sa’ati alâ Musteve-üs-Sütûh: Projeksiyon metoduyla ilgilidir. (10)


Takiyüddin'in Kullandığı Astronomi Aletleri



Takiyüddin ile İlgili Aşağıdaki Konuları Ele Almaya Çalıştık

Takiyüddin Hayatı ve Eserleri, Takiyüddin Eserleri, Takiyüddin Çalışmaları, Takiyyüdinin Elyazmaları, Takiyüddin Hayatı, Takiyüddin Yaşadığı Coğrafya, Takiyüddin Hakkında Kısa Bilgi, Takiyüddin Astronomi Bilimine Katkısı, Takiyüddin Mehmet

Kaynaklar:

(1) Tübitak Bilim Teknik Dergisi, Şubat 1997, S 351 - 34 Takiyyüddin ve İstanbul Rasathanesi
(5) Halil  İNALCIK: Osmanlı  İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600) S:187-193 Çeviren: Ruşen SEZER Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları 3.Baskı, İstanbul, 2003
(7) Takîyüddîn el-Râsıd’ın Gözlemleriyle İstanbul Semalarında Zaman, Yavuz Unat
(9) Tübitak Bilim Teknik Dergisi, Şubat 1997, S 351 - 34 Takiyyüddin ve İstanbul Rasathanesi
(10) Yeni Rehber Ansiklopedisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder